"Nasıl bir şekil giyiyoruz bebeği, kıyafet mi be bu?" derseniz, cevabı kolay. Fiziksel olarak bir nevi çanta veya şal gibi giyiyorsunuz. Sırtınıza veya önünüze takıveriyorsunuz yavrucuğu. Üstelik bebeği büyütmenize de gerek yok. Ben bizim ufaklığı henüz 4 günlükken koymuştum 1 tanesinin içine, başlamıştım öyle etrafta dolanmaya. Bu işin tabi çeşidi çok: şal gibi üzerinize sardığınız, çaprazlama çanta gibi boynunuza astığınız, veya hem önünüze hem arkanıza asabildiğiniz sırt çantası gibi olanları var. Bunların da büyük çoğunluğunda bebeğin yüzü size dönük veya sırtı size dönük olabilir. Neyse, böyle kelimelerle anlatmak zor oldu. Bakın aşağıya size anlatmanın kolayını buldum.
Bebeğinizi üstünüze giymenin, ona dokunarak büyümesine ve beyin gelişimine yardımcı olmanız dışında başka faydaları da var. Öncelikle bebeğinizin ihtiyaçlarıyla ilgili size verdiği işaretleri çabuk öğrenebiliyor ve zamanla bunlara daha çabuk karşılık verebiliyorsunuz (misal: bezsiz bebek, ama onu anlatması 1 başka yazıya artık). Bunun yanında gündüz bu şekilde taşınan bebek gece daha huzurlu oluyor ve daha kolay uyuyor. Her şeyin olduğu gibi bunun da dezavantajı var tabi: bebek size yapışık yaşamaya alışıyor çünkü bu işten çok keyif alıyor - ama en çok keyfi siz alıyorsunuz tabiki de: çünkü ne zaman isteseniz bebeğinizi öpüp koklayıp rahatça kollarınız arasında sıkıştırabiliyorsunuz. Eeee size böyle alıştığı için bebek yatağına bırakıp da koyamıyorsunuz bebeği. Bu değil tabi dezavantaj. Bebeğiniz gittikçe ağarlaştığı için boynunuzda yavaş yavaş 1 nevi külçe taşıyorsunuz. Ama bununda çaresi var: bebek büyüdükçe bebeği taşıdığınız çantayı/giysiyi değiştirebilir veya bebeği taşıdığınız şekli değiştirebilirsiniz. Özellikle büyük bebekler için Ergo Baby Carrier'in daha iyi olduğunu önerdi bir arkadaşım, aklınızda bulunsun.
Bu bebek taşıyıcılarının olası komedilere açıklığı da bebeğinizin gönlü olsun diye onu taşırken yapabileceklerinizde. Hayal gücünüze bırakıyorum! Ben bu şekilde bebeğimi uyutmak için ilk ay evin içinde masanın etrafında koşar adım yürüyordum; ancak yürüme ritmindeki bir sallantıyla uykuya dalıyordu bizim yavrucak da o yüzden. Tabi üzerinizde 3 kilo başlayıp yavaş yavaş 5 kiloya yaklaşan 1 ağırlıkla her akşam yarım saat 45 dk. koşarsanız değme spor merkezlerine, koşu bantlarına taş çıkartıyorsunuz: hamilelikte aldığım 15 kilonun 10unu ilk 6 haftada kaybetmemin sebebi bu spor rutinimde, üstelik lohusayım diye annemin yaptığı börek çöreklere rağmen.
Bebeğinizi giyerken aman dikkatli olun kuzum; öyle harala gürele gaza gelip de bebeğinizi 1 çaputla üzerinize bağlamayın hemen. Aldığınız ürünün kullanma klavuzunda yazar ama siz yine de dikkat edin: bebeğinizin solunumu için burnu kapanmasın ve çenesi vücuduna değmesin, her 2 durumda da nefes alamaz Allah korusun. Bu ve daha fazlası için siz şu linke de bakıverin: http://babywearinginternational.org/pages/safety.php
No comments:
Post a Comment