Friday, November 22, 2013

Emzirme Öğrenilen 1 İçgüdü

Sanıyormusunuz
 ki doğumdan sonra bir Artemis olarak Dünya'ya geldiğinizi anlayacak, memelerinizden şakır şukur sütler akacak ve siz yeni doğmuş bebeğinizi bu sütle değil emzirmek 1 de üstüne yıkayacaksınız. Hangi bilim-kurgu filminde izlediniz siz kuzum bu kurmacayı? Hadi gelin şimdi sizinle gerçek emzirme hikayesine başlayalım.

Doğumdan hemen sonra afedersiniz 1az yandan yemiş oluyorsunuz. Yorgunluktan sızmıştım ben. Tabi bebeğin enik inceliğindeki ağlama çığlıklarıyla uyandım. Süper inek ruhlu olduğumdan (ve size de tekrar tekrar şiddetle önerimi tekrar ediyorum: siz de emzirmeyi ders gibi çalışın ya kitap okuyun ya da 1 kursa kaydolun) doğumdan önce kitaplar mı okumadım, kurslara mı gitmedim. "Ammmaaan bunun da dersi mi oluyormuş canım. Seçil sen de bir enteresansın" diyenlere: memenizi harala gürele bebeğinizin ağzına soktuğunuzda selamlarımı yolluyorum. Neyse! Şimdi bu inek ruhumla emzirmeye hazır 1 şekilde bebeği aldım kollarıma, ağzına da mememi sıkıştırmaya çalışıyorum afedersiniz. Olmuyor! Niyesini de anlamıyorum. Bizimki uyuduğundan mı ben bebeği doğru mu tutamıyorum, nedir? Neyse, şekerle un karışmıyor, 1 helva olmuyor anlayacağınız; "şekerin var mı?" ... "unun var mı?" Var da hacı, neden olmuyor?? Moral bozmaya gerek yok; 1sürü sebepten olabilir. Mesela meme ucunuz bebeğin tutacağı kadar dışarı çıkık olmayabilir. Hele 1 de bebek 1 az emdikten sonra, memeler olur da 3üz 5iz doğurduysanız diye 1den 5bebeği besleyecek kadar süt üretiyor ve sizin de  memenizin ucunu iç etmiş olursa. En azından ben bu dertten muzdarip oldum. Hastanede allahtan emzirme üzerine deneyimli hemşire gelip durumu açıkladı ve memeyi bebeğin bu şekilde tutamayacağını öğrendim. Memenin ucuna takmak için 1 plastik aparat verdi. Ancak bu aparatla emebildi bizim kız; en azından ilk 1 hafta filan. 

Hastanede, doğumdan sonra, yapmanız gereken en önemli şey emzirmeyi ertelememek. Göğsünüzde hamilelik boyunca oluşmuş ağız denen ilk sütü 1an önce bebeğinize emzirmeye bakın. Ziyarete gelenlerle ilgileneceğim ya da az 1az dinlenip kendime geleceğim diye vakit kaybetmeyin sakın. Çünkü bu süt bebeğin bağırsaklarında birikmiş 1 çeşit kakanın hemen çıkmasına yardımcı oluyor; bu sayede de bebeğinizin doğum sonrası sarılığını hızlı 1 şekilde iyileştiriyorsunuz. Bunun yanında esas sütünüzü yapmak için beyne, memeye, ne kadar uzva varsa mesaj gönderiyorsunuz. Kendimi tekrarlıyorum ama: Hastanedeki o 1-2 günde sakın poponuzun üzerine yatmayın; hazır orda bu işten anlayan (diye umuyorum) doktorlar, hemşireler de varken sorup öğrenebilir, 1 şekilde yanlış yaptığınız 1 şey varsa düzeltebilirsiniz. Misal ben o kadar çalışıp gitmeme rağmen, bebeği yine yalnış tutuyormuşum; çalışmadığım yerden sordu hoca yani anlayacağınız (bebeği yalnış tutmak da ne demek derseniz kısaca şöyle özetleyeyim: bebekle karınlarınız birbirine değecek ve bebeğin burnunu göğüs ucunuza hizalayacaksınız-ama siz bu bilgiyle yetinmeyin mutlaka ama mutlaka bir kitaptan okuyun ya da bir derse kaydolun).

Ama bu kadarla bitmedi bizim meme maratonu. Hastaneden çıktığımda göğüslerim hala kaç çocuk doğurduğuma karar verememiş olacak ki hala süt üretmekte ve bizim bebeğin işini baya 1 zorlaştırmaktaydı. Afedersiniz göğüslerim taştan halliceydi. Tabi ben ağlıyorum bu işi beceremedim galiba, napıcam diye. Ders notlarına dönüyorum, kitaplari tekrar inceliyorum, interneti talan ediyorum; tabi 1 yandan da ağlıyorum. Ama pes etmek yok! İşte işin en önemli sırrı bu inanın: kafaya takık olmak! Farz edin ki bu hazır anne sütü mamaları yok ve siz bu bebeği emziremezseniz acından ölecek. İşte o zaman memeniz kanasa da, taşlaşsa da, tıkansa da uğraşmaya devam ediyorsunuz. Ben de öyle 2-3 gün daha ağlamaklı filan devam ettim. Ha sonra düzeldi mi sanıyorsunuz? Hayır. Ondan sonra da yaklaşık 2 aydır hala başka başka sıkıntılarla uğraşıyorum. Kısacası hayatımın bu süreçteki özeti şöyle: sağ mememe bıdı bıdı oldu, sol mememe bıdı bıdı oldu; sağ memem düzeldi, sol memem düzeldisağ mememe dıbı dıbı oldu bu sefer, sol mememe dıbı dıbı oldu; sağ memem düzeldi, sol memem düzeldi; sağ meme, sol meme; sağ meme, sol meme... Bilmem kaç kere tekrar!

Hayır gözünüzü korkutmak için anlatmadım bunları. Sadece normal olduğunu bilin, beklentilerinizi ona göre ayarlayın ve bebeğinizi emzirmek için kafaya takık olun diye paylaştım. Anne sütünün faydalarını her geçen gün tıp camiası keşfediyor; bebeğinizin bir ömür boyu çakı gibi olması (yani güçlü 1 bağışıklık sistemine sahip olması) için bu maratonda çabalamaya değer. Pes etmeyin. Bilerek çıkarsanız yola, yalnız olmadığınızı hatırlayarak, dayanmaya ve çözüm aramaya devam ediyorsunuz. 

"Amaan benim anam danam yanımda, onlar anlatırlar" bana deyip de küçümsemeyin bu işi. 1 kere ananız dananız sizi emzirmesinin üzerinden şekilde göruldüğü gibi en az sizin yaşınız kadar zaman geçirmiş. Yaşı size yakın olanlar da tutuşu filan unutmuş olabilir. Çünkü gittikçe doğallaşıyor emzirmek ve "İşte bebek kendiliğinden tutuveriyor memeyi" diye hatırlayabilirler aylaaaar yıllaaar önce uğraştıkları sorunları. 

La Leche League International (LLLI) bu konuda ulaşabileceğiniz en son bilgileri sunuyor. Her ay toplantıları oluyor. Bazen orda toplantıyı yönlendiren kişi emzirmeyle ilgili seminer de veriyor. Eğer LLLI'dan veya başka bir organizasyondan ders alamıyorsanız bu konuda bir kitap okumanızı öneriyorum. Şöyle güzel 2 seçenek var: LLLI'nin Emzirme Sanatı, Kathleen Huggins'dan The Nursing Mother's Companion. İnternetten de 1 çok sorunuza cevap bulabilirsiniz, özellikle 1 gece yarısı nedenini bilmediğiniz 1 dertten hem siz hem bebeğiniz muzdarip olduğu sıra. (http://www.lllturkiye.orghttp://www.llli.orghttp://kellymom.com) Unutmayın bu meme maratonunda yalnız değilsiniz: utanmayın emziren arkadaşlarınıza akıl danışın; emzirme için bedava bilgi sunan, seminerler veren LLLI'e gidin; hiç olmadı internet forumlarına takılın. Şimdiden kolay gelsin dostlar; dilerim sizin memeler benimkilerden daha dirayetli çıkarlar. 

İlaveten bir son not: Aklınızda bulunsun ilk zamanlar için Lansinoh krem göğüs uçları için baya imdada yetişiyor. Üstelik bebeğin emmesinde de bir sakınca yok. 

No comments:

Post a Comment